Examples of using
I think Tom is acquainted with Mary.
Sanırım Tom Mary'yi tanıyor.
I believe Tom is acquainted with Mary.
Tom'un Mary'yi tanıdığına inanıyorum.
Why don't we get acquainted?
Niçin tanışmıyoruz.
Tom is acquainted with Mary.
Tom Mary'yi tanıyor.
I became acquainted with your dad yesterday.
Ben dün sizin babanızla tanıştım.
I became acquainted with your father yesterday.
Ben dün sizin babanızla tanıştım.
They became acquainted with the routine.
Sıradan işlerle tanıştılar.
He got well acquainted with the history of Japan.
O, Japonya tarihine iyice aşina oldu.
He was acquainted with everybody in town.
Kasabadaki herkesle tanışmıştı.
He is acquainted with the mayor.
O, belediye başkanı ile tanışıktır.
He is well acquainted with French literature.
Fransız edebiyatına aşinadır.
He became acquainted with the actor.
Aktör ile tanıştı.
He is acquainted with many people here.
O, burada birçok kişiyi tanır.
I am well acquainted with him.
Ben onu iyi tanıyorum.
I am not acquainted with him.
Onu tanımıyorum.
I am acquainted with him.
Onu tanıyorum.
I got acquainted with him in France.
Onunla Fransa'da tanıştım.
I got acquainted with him last night.
Dün gece onunla tanıştım.
I got acquainted with him last year.
Onunla geçen yıl tanıştım.
I am acquainted with the chairman of the committee.
Komite başkanı'nı tanıyorum.
