Translation meaning & definition of the word "accommodate" into Turkish language

verb

1. Be agreeable or acceptable to

• "This suits my needs"

synonym:
• suit
,
• accommodate
,
• fit

1. Kabul edilebilir veya kabul edilebilir olmak

• "Bu benim ihtiyaçlarımı karşılar"

eşanlamlı:
• takım
,
• yerleştirmek
,
• uygun

2. Make fit for, or change to suit a new purpose

• "Adapt our native cuisine to the available food resources of the new country"

synonym:
• adapt
,
• accommodate

2. Yeni bir amaca uygun olarak uyum sağlayın veya değiştirin

• "Yerli mutfağımızı yeni ülkenin mevcut gıda kaynaklarına uyarlayın"

eşanlamlı:
• adapte etmek
,
• yerleştirmek

3. Provide with something desired or needed

• "Can you accommodate me with a rental car?"

synonym:
• accommodate

3. İstenen veya ihtiyaç duyulan bir şeyi sağlayın

• "Beni kiralık bir araba ile ağırlayabilir misin?"

eşanlamlı:
• yerleştirmek

4. Have room for

• Hold without crowding

• "This hotel can accommodate 250 guests"

• "The theater admits 300 people"

• "The auditorium can't hold more than 500 people"

synonym:
• accommodate
,
• hold
,
• admit

4. Için yer var

• Kalabalık olmadan tutun

• "Bu otel 250 misafir ağırlayabilir"

• "Tiyatro 300 kişiyi kabul ediyor"

• "Oditoryum 500'den fazla kişiyi tutamaz"

eşanlamlı:
• yerleştirmek
,
• tutma
,
• kabul etmek

5. Provide housing for

• "We are lodging three foreign students this semester"

synonym:
• lodge
,
• accommodate

5. Için konut sağlamak

• "Bu dönem üç yabancı öğrenciyi ağırlıyoruz"

eşanlamlı:
• loca
,
• yerleştirmek

6. Provide a service or favor for someone

• "We had to oblige him"

synonym:
• oblige
,
• accommodate

6. Birisi için bir hizmet veya iyilik sağlayın

• "Onu mecbur etmek zorunda kaldık"

eşanlamlı:
• mecbur etmek
,
• yerleştirmek

7. Make (one thing) compatible with (another)

• "The scientists had to accommodate the new results with the existing theories"

synonym:
• accommodate
,
• reconcile
,
• conciliate

7. Make (bir şey) ile uyumlu (başka)

• "Bilim adamları yeni sonuçları mevcut teorilerle uyumlu hale getirmek zorunda kaldılar"

eşanlamlı:
• yerleştirmek
,
• barıştırmak

Examples of using

We'd be happy to accommodate you.

Sana kalacak yer sağladığıma sevindim.

He can't accommodate himself to his circumstances.

O bulunduğu duruma kendini alıştıramaz.

You must accommodate your plans to mine.

Sen planlarını benimkine uydurmalısın.

It can accommodate as many as ten people.

On kadar kişiye yer sağlanabilir.

This hotel can accommodate 700 guests.

Bu otel 700 konuk ağırlayabilir.

This hotel can accommodate 100 guests.

Bu otel 100 konuğu ağırlayabilir.

This hotel can accommodate 500 guests.

Bu otel 500 konuk ağırlayabilir.

This hotel can accommodate over 1,000 guests.

Bu otel 1,000 misafirden daha fazlasını barındırabilir.

This classroom can accommodate only thirty students.

Bu sınıf sadece otuz öğrenci alabilir.

The hotel can accommodate 300 people.

Otel 300 kişi barındırabilir.

The hotel can accommodate 400 guests.

Otel 400 misafir ağırlayabilir.

The hotel can accommodate 500 guests.

Otel 500 kişi kapasiteli.

The hotel can accommodate fifty guests.

Otel elli misafir ağırlayabilir.

The house could accommodate two families.

Ev iki aileyi barındırabiliyordu.

We can accommodate him for the night.

Gece için onu ağırlayabiliriz.

We can accommodate him for the night.

Gece için ona yer verebiliriz.