Translation meaning & definition of the word "accident" into Turkish language

noun

1. An unfortunate mishap

• Especially one causing damage or injury

synonym:
• accident

1. Talihsiz bir aksilik

• Özellikle de hasara veya yaralanmaya neden olan

eşanlamlı:
• kaza

2. Anything that happens suddenly or by chance without an apparent cause

• "Winning the lottery was a happy accident"

• "The pregnancy was a stroke of bad luck"

• "It was due to an accident or fortuity"

synonym:
• accident
,
• stroke
,
• fortuity
,
• chance event

2. Görünen bir neden olmadan aniden veya tesadüfen meydana gelen herhangi bir şey

• "Piyangoyu kazanmak mutlu bir kazaydı"

• "Hamilelik kötü şans inmesiydi"

• "Bir kaza ya da tesadüften kaynaklanıyordu"

eşanlamlı:
• kaza
,
• çarpma
,
• rastlantı
,
• şans eseri

Examples of using

Tom got injured in a traffic accident.

Tom bir trafik kazasında yaralandı.

Tom didn't see the accident.

Tom kazayı görmedi.

Tom didn't report the accident.

Tom kazayı rapor etmedi.

Tom didn't report the accident.

Tom kazayı bildirmedi.

Tom didn't actually see the accident.

Tom aslında kazayı görmedi.

Tom blamed the accident on me.

Tom kaza için beni suçladı.

Tom blamed the accident on Mary.

Tom kaza için Mary'yi suçladı.

Tom blamed me for the accident.

Tom kaza için beni suçladı.

Tom asked me who was responsible for the accident.

Tom bana kazadan kimin sorumlu olduğunu sordu.

Tom actually didn't see the accident.

Tom aslında kazayı görmedi.

What exactly do you remember about the accident?

Kaza hakkında tam olarak ne hatırlıyorsun?

It was just an accident.

Sadece bir kazaydı.

I'm not sure why Tom is being blamed for the accident.

Tom'un neden kaza için suçlandığından emin değilim.

I want to minimize the chances of another accident.

Başka kaza olasılıklarını en aza indirgemek istiyorum.

Tom was injured in an accident, so he couldn't walk very well.

Tom kazada yaralandı, bu yüzden iyi yürüyemiyordu.

Mary's daughter died in an accident.

Mary'nin kızı bir kazada öldü.

This accident has psychologically traumatized him.

Bu kaza onu psikolojik bir şekilde travmatize etti.

That was no accident. Someone set the house on fire.

Bu kaza değildi. Birisi evi ateşe verdi.

Was Tom in the accident?

Tom kazada mıydı?

Tom had a little accident.

Tom küçük bir kaza geçirdi.