Translation meaning & definition of the word "abstract" into Turkish language
Türk diline "soyut" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Abstract
[Soyut]noun
1. A concept or idea not associated with any specific instance
- "He loved her only in the abstract--not in person"
- synonym:
- abstraction ,
- abstract
1. Herhangi bir özel örnekle ilişkili olmayan bir kavram veya fikir
- "Onu sadece soyut olarak seviyordu-şahsen değil"
- eşanlamlı:
- soyutlama ,
- soyut
2. A sketchy summary of the main points of an argument or theory
- synonym:
- outline ,
- synopsis ,
- abstract ,
- precis
2. Bir argümanın veya teorinin ana noktalarının kabataslak bir özeti
- eşanlamlı:
- kontur ,
- özet ,
- soyut
verb
1. Consider a concept without thinking of a specific example
- Consider abstractly or theoretically
- synonym:
- abstract
1. Belirli bir örneği düşünmeden bir kavramı düşünün
- Soyut veya teorik olarak düşünün
- eşanlamlı:
- soyut
2. Make off with belongings of others
- synonym:
- pilfer ,
- cabbage ,
- purloin ,
- pinch ,
- abstract ,
- snarf ,
- swipe ,
- hook ,
- sneak ,
- filch ,
- nobble ,
- lift
2. Başkalarının eşyalarıyla kaçınır
- eşanlamlı:
- çalmak ,
- lahana ,
- çimdiklemek ,
- soyut ,
- hırlamak ,
- tokatlamak ,
- kanca ,
- gizlice ,
- sakatlamak ,
- kaldırma
3. Consider apart from a particular case or instance
- "Let's abstract away from this particular example"
- synonym:
- abstract
3. Belirli bir dava veya örnekten ayrı düşünün
- "Bu özel örnekten uzaklaşalım"
- eşanlamlı:
- soyut
4. Give an abstract (of)
- synonym:
- abstract
4. Özet ver (of)
- eşanlamlı:
- soyut
adjective
1. Existing only in the mind
- Separated from embodiment
- "Abstract words like `truth' and `justice'"
- synonym:
- abstract
1. Sadece zihinde var olmak
- Düzenlemeden ayrılmış
- "`truth've `justice' gibi soyut kelimeler'"
- eşanlamlı:
- soyut
2. Not representing or imitating external reality or the objects of nature
- "A large abstract painting"
- synonym:
- abstract ,
- abstractionist ,
- nonfigurative ,
- nonobjective
2. Dış gerçekliği veya doğanın nesnelerini temsil etmemek veya taklit etmemek
- "Büyük bir soyut resim"
- eşanlamlı:
- soyut ,
- soyutlayıcı ,
- yapılandırıcı olmayan ,
- nesnel olmayan
3. Dealing with a subject in the abstract without practical purpose or intention
- "Abstract reasoning"
- "Abstract science"
- synonym:
- abstract
3. Pratik bir amaç veya niyet olmadan soyut bir konu ile uğraşmak
- "Soyut akıl yürütme"
- "Soyut bilim"
- eşanlamlı:
- soyut