Translation meaning & definition of the word "absent" into Turkish language
Türk diline "yok" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Absent
[Bulunmayan]/æbsənt/
verb
1. Go away or leave
- "He absented himself"
- synonym:
- absent ,
- remove
1. Git ya da git
- "Kendini özledi" dedi"
- eşanlamlı:
- bulunmayan ,
- kaldırmak
adjective
1. Not being in a specified place
- synonym:
- absent
1. Belirli bir yerde bulunmamak
- eşanlamlı:
- bulunmayan
2. Nonexistent
- "The thumb is absent"
- "Her appetite was lacking"
- synonym:
- lacking ,
- absent ,
- missing ,
- wanting
2. Var olmayan
- "Başparmak yok"
- "İştahı eksikti"
- eşanlamlı:
- eksik ,
- bulunmayan
3. Lost in thought
- Showing preoccupation
- "An absent stare"
- "An absentminded professor"
- "The scatty glancing quality of a hyperactive but unfocused intelligence"
- synonym:
- absent ,
- absentminded ,
- abstracted ,
- scatty
3. Düşüncesinde kaybolmuş
- Kaygı gösteren
- "Yok bir bakış"
- "Aksız bir profesör"
- "Hiperaktif ama odaklanmamış bir zekanın dağınık bakış kalitesi"
- eşanlamlı:
- bulunmayan ,
- dalgın ,
- soyutlanmış ,
- savurgan
Examples of using
Both Tom and Mary were absent today.
Hem Tom hem de Mary bugün yoktu.
Do you know why Tom is absent from school?
Tom'un neden okula gelmediğini biliyor musun?
He was absent because of the storm.
Fırtına yüzünden yoktum.