Translation meaning & definition of the word "above" into Turkish language

noun

1. An earlier section of a written text

• "For instructions refer to the above"

synonym:
• above

1. Yazılı metnin önceki bir bölümü

• "Talimatlar için yukarıdakilere bakın"

eşanlamlı:
• yukarda

adjective

1. Appearing earlier in the same text

• "Flaws in the above interpretation"

synonym:
• above

1. Aynı metinde daha önce görünmesi

• "Yukarıdaki yorumdaki kusurlar"

eşanlamlı:
• yukarda

adverb

1. At an earlier place

• "See above"

synonym:
• above
,
• supra

1. Daha önceki bir yerde

• "Yukarıya bakın"

eşanlamlı:
• yukarda
,
• üstünde

2. In or to a place that is higher

synonym:
• above
,
• higher up
,
• in a higher place
,
• to a higher place

2. Daha yüksek bir yerde veya daha yüksek bir yerde

eşanlamlı:
• yukarda
,
• daha yukarı
,
• daha yüksek bir yerde
,
• daha yüksek bir yere

Examples of using

There was a bowling trophy on the shelf above Tom's desk.

Tom'un masasının üstündeki rafta bir bovling kupası vardı.

After flying above the safe zone, the airplane went into unidentified air space.

Güvenli bölgenin üzerinde uçtuktan sonra, uçak belirlenemeyen bir hava sahasına girdi.

Keep your hands above the table.

Ellerini masanın üstünde tut.

Phenolphthalein will turn fuchsia in the presence of a base with a pH of or above 10.0 and will remain colorless in the presence of a solution with a pH of or below 8.2.

Fenolftalein, 10.0 ya da daha fazla bir pH'a sahip olan bir baz varlığında parlak mora dönüşecektir ve 8.2 ya da daha az bir pH değerine sahip bir çözeltinin varlığında renksiz kalacaktır.

Tom was the one who gave me the painting that's hanging above my fireplace.

Şöminemin üstünde asılı duran tabloyu bana veren kişi Tom'du.

They live on the floor above.

Onlar yukarıdaki katta yaşıyor.

The boss strolled around the balcony above the office, observing the workers.

Patron, yazıhanenin üzerindeki balkonda işçileri gözleyerek gezindi.

They lifted her above their heads.

Onu kafalarının üstüne kaldırdılar.

The temperature is above freezing today.

Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde.

He lives above me.

O benim üst katımda yaşıyor.

Don't go above the speed limit.

Hız limitinin üzerinde gitme.

My grades are above average.

Benim notlarım ortalamanın üzerindedir.

You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.

Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.

Apes rank above dogs in intelligence.

Maymunlar zeka olarak köpeklerden üstündür.

We can see the tower above the trees.

Biz ağaçların üzerindeki kuleyi görebiliyoruz.

I live above my means.

İmkanlarımın üstünde yaşıyorum.

The plane is flying above the clouds.

Uçak bulutların üzerinde uçuyor.

The plane flew above the clouds.

Uçak bulutların üzerinden uçtu.

She is certainly above forty.

O kesinlikle kırkın yukarısındadır.

She lives in an apartment above us.

Bizim üstümüzde bir apartman dairesinde yaşar.