Translation meaning & definition of the word "abandon" into Turkish language
Türk diline "abandon" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Abandon
[Terketmek]/əbændən/
noun
1. The trait of lacking restraint or control
- Reckless freedom from inhibition or worry
- "She danced with abandon"
- synonym:
- abandon ,
- wantonness ,
- unconstraint
1. Eksik kısıtlama veya kontrol özelliği
- Engelleme veya endişe pervasız özgürlük
- "Boş bir şekilde dans etti"
- eşanlamlı:
- terketmek ,
- ahlaksızlık ,
- sıkılmazlık
2. A feeling of extreme emotional intensity
- "The wildness of his anger"
- synonym:
- wildness ,
- abandon
2. Aşırı duygusal yoğunluk hissi
- "Öfkesinin vahşiliği"
- eşanlamlı:
- vahşilik ,
- terketmek
verb
1. Forsake, leave behind
- "We abandoned the old car in the empty parking lot"
- synonym:
- abandon
1. Bırak, geride bırak
- "Eski arabayı boş otoparkta bıraktık"
- eşanlamlı:
- terketmek
2. Give up with the intent of never claiming again
- "Abandon your life to god"
- "She gave up her children to her ex-husband when she moved to tahiti"
- "We gave the drowning victim up for dead"
- synonym:
- abandon ,
- give up
2. Bir daha asla talep etmemek niyetiyle vazgeçin
- "Hayatını tanrı'ya ver"
- "Tahiti'ye taşındığında çocuklarını eski kocasına bıraktı"
- "Boğulan kurbanı ölüme terk ettik"
- eşanlamlı:
- terketmek ,
- pes etmek
3. Leave behind empty
- Move out of
- "You must vacate your office by tonight"
- synonym:
- vacate ,
- empty ,
- abandon
3. Geride boş bırakın
- Çıkmak
- "Bu gece ofisini boşaltmalısın"
- eşanlamlı:
- terketmek ,
- boş
4. Stop maintaining or insisting on
- Of ideas or claims
- "He abandoned the thought of asking for her hand in marriage"
- "Both sides have to give up some claims in these negotiations"
- synonym:
- abandon ,
- give up
4. Sürdürmeyi veya ısrar etmeyi bırakın
- Fikir veya iddiaların
- "Evlilikte elini isteme düşüncesinden vazgeçti"
- "Her iki taraf da bu müzakerelerde bazı iddialardan vazgeçmek zorunda"
- eşanlamlı:
- terketmek ,
- pes etmek
5. Leave someone who needs or counts on you
- Leave in the lurch
- "The mother deserted her children"
- synonym:
- abandon ,
- forsake ,
- desolate ,
- desert
5. Size ihtiyacı olan veya güvenen birini bırakın
- Zor durumda bırakmak
- "Anne çocuklarını terk etti"
- eşanlamlı:
- terketmek ,
- bırakmak ,
- perişan ,
- çöl
Examples of using
I knew you wouldn't abandon me.
Beni terk etmeyeceğini biliyordum.
I can't just abandon Tom.
Sadece Tom'u terk edemem.
I won't abandon you.
Seni terk etmeyeceğim.